Kırmızı ceketini giymiyordu o artık ,
çünkü şarap kırmızıydı ve kırmızıydı kan da ,
ellerine de şarap , bir de kan bulaşmıştı
ölünün başucunda onu bulduklarında ,
sevdiği kadıncağız , sevgilisiydi ölen ,
öldürmüştü kadını vurarak yatağında..
o da yerini aldı suçlular arasında ,
soluk gri bir tulum sarkıyordu sırtından ;
bir de kasket başında ,
kaygısız , şen gibiydi , adım atışlarından ;
ki hiç görmemiştim ben böyle bakan bir adam ,
bu kadar içtenlikle güne gözleri dalan..
ben hiç görmedim böyle , böyle bakan bir adam ,
böyle dalmış gözleri
küçük mavi örtüye ,
zindan da tutukluların gökyüzü dedikleri ,
o salına salına süzülen bulutlara
ki gümüş yelkenleri..
öbür acılıların arasında yürürken
bir başka bölmedeki ,
ne yapmıştı bu adam diye düşünüyordum ,
acaba yaptığı ne , suçu da ne olacak ,
ki bir ses fısıldadı yavaşçacık arkamdan ,
‘o yeni gelen adam yakında asılacak..
........
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder