11 Mart 2014 Salı

Faruk Nafiz Çamlıbel - Kar ve Karanlık


Kar ve karanlık
-Başına vurmuş gibi sert bir kömür kokusu
Nereden geldi yavrum, sana ölüm korkusu?
Taş döşenmiş alnına kondukça bir kuş gibi
Ellerim ürperiyor nâşa dokunmuş gibi.


Sana ne, bulmuşsa kar yaylada diz boyunu?
Parçalamışsa bir kurt ne çıkar bir koyunu?
Ne çıkar kolkolaysa yolda karanlıkla kar?
Dağdan dönen bir çoban can vermişse ne çıkar?
Sanane yollarını şaşırmış yolculardan?
Bilmediğin bir köye bir çığ inmişse yardan? Ne var bu kış tohumlar tarlalarda donarsa? Boş duran sinilerin başında açlar varsa?
Ne olur kimsesizler, şehrin geçit yerinde, Tünerse bir konağın mermer eşiklerinde?


Gökyüzü zindan olsun yerin üstünde, varsın,
Varsın, kara toprağın bir gün yüzü ağarsın,
Sen şimdi yakınları seyre dal gözlerinle,
Örtülü perdelerden aşan ahengi dinle: Uzaklardan duyarsan yine kış rüzgarını
Düşün karanlık ufka renk verecek yarını.
Faruk Nafiz Çamlıbel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder